10. YIL NUTKUNU ATATÜRK HAZIRLAMADI İDDİASINA CEVAP

 “Ne mutlu Türkʼüm diyene” sözü kime ait? 10. Yıl Nutkuʼnu kim hazırladı?

Murad Çobanoğlu, “Neye yaradı bu Varlık Vergisi?” başlıklı yazısında şöyle diyor:

“Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal’e, ‘Mustafa Kemal Atatürk’ soyadını verip, kendi de ‘Dilaçar’ soyadını alıp “Ne mutlu Türküm diyene” sloganını yazıp, “Mustafa Kemal Atatürk’ün sembol olan imzasını” tasarlayan, Agop Martayan Dilaçar…”[1]

Bir yazı ki yanlışsız tek satırı yok! 

Doğrusu şu halde:

1- AgopAgop Martayan Dilaçar’ın Mustafa Kemal Paşa’ya “Mustafa Kemal Atatürk” soyadını verdiği ya da bu sözcüğü bulduğu iddiası doğru değildir. 

Mustafa Kemal Paşa’nın 24 Kasım 1934’te soyadı olarak aldığı “Mustafa Kemal Atatürk” sözcüğünü TBMM’ye öneri eden İsmet (İnönü) Paşa ve arkadaşlarıdır. “Mustafa Kemal Atatürk” sözcüğünü kabul eden şahıs de devrin Türk Dili Tetkik Cemiyeti Başkanı Saffet Arıkan’dır.[2]

2- Genellikle Mustafa Kemal Atatürk’ün imzasını Vahram Dikran Çerçiyan’ın tasarladığı iddia edilir, Çerçiyan’da Mustafa Kemal Atatürk’ün imzasını kendisinin tasarladığını iddia eder. 

Ama Murad Çobanoğlu, Vahram Dikran Çerçiyan’ın ismini vermek yerine Agop Martayan’ın ismini vermiş, dalgınlık eseri mi, yoksa Murad Çobanoğlu yeni bir icat mu yapıyor, bilemiyoruz.

Fakat Mustafa Kemal Atatürk’ün imzası kendi tasarımıdır, Agop Martayan Dilaçar’ın yahutVahram Dikran Çerçiyan’ın tasarımı değildir.[3]

3- “Ne mutlu Türkʼüm diyene” lafı, Agop Martayan Dilaçar’a değil, Mustafa Kemal Atatürk’e aittir ve 29 Ekim 1933ʼteki Cumhuriyet Bayramıʼnda okunan 10. Yıl Nutkuʼnun son cümlesidir.

Ha! Murad Çobanoğlu, Mustafa Kemal Atatürk’ün 10. Yıl Nutkuʼnu Agop Martayan Dilaçar’ın yazdığını/hazırladığını ima ediyorsa, bu da yalandır. 
Şöyle ki:

Agop Martayan Dilaçar, 1932’de Türkiye’ye gelmiş[4] ve Mustafa Kemal Atatürk’le sadece 9 defa görüşmüştür:

24.9.1932ʼde[5],

18.8.1936ʼda[6],

5.9.1936ʼda[7],

13.9.1936ʼda[8],

31.3.1937ʼde[9],

30.4.1937ʼde[10],

29.8.1937ʼde[11],

27.12.1937ʼde[12],

29.12.1937ʼde.[13] 
Mustafa Kemal Mustafa Kemal Atatürk, -tespit edildiğine göre- 14 kitap yazmış[14], Almancaʼdan 2 kitap çevirmiş[15] bir “yazar”dır. Dolayısıyla Mustafa Kemal Atatürk’ün 10. Yıl Nutkuʼnu hazırlaması için bir “metin yazarı”na ihtiyacı yoktur.

Mustafa Kemal Atatürk’ün genel sekreteri Hasan Rıza Soyak, Mustafa Kemal Atatürk’ün dönemin Bolu Milletvekili Cevat Abbas Gürerʼe 10. Yıl Nutkuʼnu dikte ettiğini belirtiyor:

“Cumhuriyetʼin 10ʼuncu yıldönümünde, kendisi tarafından okunmak üzere, hükümetçe uzun bir nutuk hazırlanmıştı. Bunda hükümetin icraatini bildiren, yılbaşı nutuklarında tane olduğu şeklinde geçen on sene arasında yapılma olan işler sayılıp dökülmekte idi. 

Mustafa Kemal Atatürk bu yıldönümü için o seçimi beğenmemiş, bir gece sofra dağıldıktan sonrasında döşek odasında rahmetli Bolu Mebusu Cevat Abbas Gürer’e malum nutkun esasını dikte etmişti. 
Ertesi sabah, tekrar döşek odasında, nutku bana okutup dinliyordu ki, odaya o zamanki Umumi Katip Hikmet Bayur girdi. Mustafa Kemal Atatürk, müsveddeyi (yazı taslağını) benim elimden aldı, ona verdi: 

‘Al, bak, gece çalıştım, nutku hazırladım. Oku da mütalâanı (fikrini) söyle…ʼ dedi.

Bayurʼun buna ait hatırası ve müsveddenin (yazı taslağının) klişesi onlarca kere neşredilmiştir (yayınlanmıştır).

İlkin şunu açıklamalıyım ki, klişesi neşredilen (yayınlanan) müsveddedeki (yazı taslağındaki) el yazısı, bazı yerlerde anlatım edilmiş olduğu şeklinde, Mustafa Kemal Atatürk’ün değil, yukarıda söylediğim şeklinde Cevat Abbas Gürerʼindir.

Bayurʼun neşredilen (yayınlanan) hatırasında; pek doğru ve isabetli mütalaâlar vardır. 
(…) Bayur diyor ki:

‘Mustafa Kemal Atatürk bu yıldönümüne oldukça çok vermişti… 1933 İlkteşrin (Ekim) ortalarında bana, ‘Onuncu yıldönümünde ne söyleyeceğiz? Düşünüp bir şeyler hazırlayalım…ʼ tarzında bir emir vermişti.ʼ 

Hikmet Bayur, bu emri alışının ikinci günü, Mustafa Kemal Atatürk’ün kendisine bizzat hazırladığı nutuk müsveddesini (yazı taslağını) verdiğini de anlattıktan ondan sonra ilave ediyor:

‘Yukarıdaki müsvedde işte bu yazıdır (Bayur makalesinin başına müsveddenin (yazı taslağının) klişesini koydurmuştu.) Ondan ondan sonra bazı değişiklikler görmüştür. Fakat ben okuyucularımın dikkatini bilhassa 1/5 işaretini taşıyan… sahifede çizilmiş olan dört satır üstüne çekmek isterim:

‘Bu söylediklerim hakikat olduğu gün, senden ve tümuygar beşeriyetten (insanlıktan) dileğim şudur: Beni hatırlayınız…ʼ

Bu laflar bana çok hazin gelmişti; adeta bir vedaname hissini veriyordu…ʼ (…)

Filhakika (hakikaten) Bayur, nutku okurken bu cümle üzerinde durmuştu; çok mütessir olduğu (üzüldüğü) belli idi:

‘Paşam, tüm ulus o güne sizinle birlikte erişmeyi ister, bu cümle herkesi teessüre (üzüntüye) sevk edecektir, kaldırılmasını rica ederimʼ dedi.

Arkasından, belki aşırı heyecanın tesiri ile ve ihtiyarı dışında, ağzından şu laflar dökülüverdi:

‘Hem aslına bakarsanız bu tarz şeyleri gerçekleşme yoluna koymak, sizin için güç ve uzun zamana gereksinim yayınlayan bir şey değildir ki… Milli Mücadele zamanındaki şeklinde çalışırsanız bunu da azca zamanda başaracağınıza kuşku yoktur, ama şimdiki şeklinde sofradan yatağa, yataktan sofraya giderseniz, tabiidir ki geç ve güç olur.ʼ 
Mustafa Kemal Mustafa Kemal Atatürk son cümleleri ile yersiz ve haksız olarak -yersiz ve haksız diyorum; bundan dolayı Büyük Adam hayatı boyunca üzerine düşen vazifeleri hiçbir zaman ve hiçbir durumda, bir an bile dikkatsizlik etmiş değildi- evet, son cümleleriyle yersiz ve haksız olarak en huzurlu nezaket hududunu (sınırını) bile aşan bu sözleri her zamanki sakın haliyle dinledi; gülümseyerek bana baktı:
‘Adamın samimiyetini bilmesek darılacağız.ʼ diye fısıldadı. (Bilindiği şeklinde Bayur biraz ağır işitir…)
Sonra ona döndü:
‘Pekala, ver bakayımʼ dedi, müsveddeyi (yazı taslağını) aldı, o cümlenin etrafını çizdi; bir iki gün oradan da nutuktan çıkardı. Bayurʼun dediği benzer biçimde, o cümleyi karar veren herkes aynı şeyi tekrarlamıştı…”[16] 
Cevat Abbas Gürerʼin anılarında, Hasan Rıza Soyak’ın üstte verdiğimiz laflarına yer verilmiştir.[18]
Mustafa Kemal Atatürk’ün kütüphanecisi Nuri Ulusu'da anılarında 10. Yıl Nutkuʼnu Mustafa Kemal Atatürk’ün yazdığını belirtiyor:

“Cumhuriyetimizin 10. yılı hafızalarımızdan hiç silinmeyecek muhteşem bir halde kutlanmıştı. O gün Mustafa Kemal Atatürk’ün okumuş olduğu 10. Yıl Nutku hafızalardan asla silinir mi? Bu nutku için Prof. Hikmet Bayurʼu çağırmamızı istemişti, çağırdık, yanına girdi. Hikmet Beyʼe söylev hazırlamakta olduğunu, Cumhuriyet’in 10. senesinde Türk halkına mühim mesajlar vermesi gerektiğini, bu hususta neler düşünüp kendisine neler öneri edebileceğini sordu ve çalışmasını istedi.

Prof. Hikmet Bayur’dan bir müddet bir haber çıkmayınca, bir sabah onu yeniden makamına çağırttı ve bir emek verme yapmasına gerek kalmadığını, kendisinin nutku yazıp bitirdiğini söyledi.

Nutkun bir bölümünün en sonunda “Beni hatırlayınız” bir cümleyi Mustafa Kemal Atatürk özellikle koymuştu. Bu cümleye yakınları itiraz ettiler, hatırımda kalmış olduğu kadar Prof. Hikmet Bayur da odasına geldiği sabah bu cümleye itiraz etmiş ve “Paşam sanki veda ediyormuş benzer biçimde bir cümle kullanmışsınız” demişti.

İşte bu birkaç tenkidi dikkate alan Mustafa Kemal Atatürk, yazdığı notları benden istedi, masasına götürdüm. “Haklılar galiba” diye kendi haline mırıldanarak o cümlenin üzerini çizerek iptal etti…”[19] 
Hasan Rıza Soyak’ın anılarında bahsettiği, Atatürkʼün Cevat Abbas Gürerʼe -kurşun kalemle- dikte ettiği, 10. Yıl Nutkuʼnun müsveddesi (makale taslağı devamını internette araştırarak bulabilirsiniz)[20]: 
Görsel
Mustafa Kemal Atatürk’ün üzerinde -mürekkepli kalemle- birtakım düzeltme ve ilâveler yaptığı, 29 Ekim 1933 günü konuşmasını yaparken elinde tuttuğu 4 sayfalık 10. Yıl Nutkuʼnun son şekli[21]:

Devamını araştırarak bulabilirsiniz.
Kanıtlarıyla ortaya koyduğumuz şeklinde, Mustafa Kemal Atatürk, 10. Yıl Nutkuʼnu Cevat Abbas Gürerʼe -kurşun kalemle- dikte etmiştir, şu demek oluyor ki Mustafa Kemal Atatürk söylemiş, Cevat Abbas Gürer yazmıştır. 

10. Yıl Nutku, hemen sonra daktilo edilmiştir. Daktilo edildikten sonrasında, Mustafa Kemal Atatürk, üzerinde -mürekkepli kalemle- birtakım düzeltme ve ilâveler yapmıştır ve 10. Yıl Nutku son şeklini almıştır.

Daktilo edilmiş ve üstüne Mustafa Kemal Atatürk tarafınca el yazısıyla düzeltme ve ilâveler yapılma bu müsvedde (belge), “Cumhurbaşkanlığı Mustafa Kemal Atatürk Arşivi”nde bulunmaktadır.

Özetle; “Ne mutlu Türkʼüm diyene” lafının Agop Martayan Dilaçar’a ilişik olduğu veya Mustafa Kemal Atatürk’ün 10. Yıl Nutkuʼnun Agop Martayan Dilaçar tarafınca hazırlandığı iddiaları doğruyu yansıtmamaktadır. Bu iddialar yalandır, uydurmadır.
Kaynaklar:

[1] Murad Çobanoğlu, “Neye yaradı bu Varlık Vergisi?”, Şalom gazetesi, 2 Mart 2016.

[2] Cengiz Özakıncı, “Mustafa Kemal Atatürk Soyadı Konusunda Uydurmalar ve Gerçekler”, Bütün Dünya, Mart 2017, sayfa 15-20.

Ayrıca bakınız; Hakimiyeti Milliye, 27 Eylül 1934, sayfa 1.

Baha Arıkan, “Mustafa Kemal Atatürk soyadı ve Arıkan”, Ulus, 26 Kasım 1949, sayfa 2, 4.

Naim Hâzım Onat, “Mustafa Kemal Atatürk Soyadı üstüne bir kaç hatıra”, Ulus, 3 Aralık 1949, sayfa 2, 4.

TBMM Zabıt Ceridesi, 24 Kasım 1934, sayfa 35.
[3] Cengiz Özakıncı, “İnsanlığa, Akla, Bilime, Uygarlığa Atılan İmza Bir Türk Damgası”, Bütün Dünya, Kasım 2018, sayfa 32-37.
[4] Ekrem Beyaz, “Agop Dilaçâr ve Dil Yazıları”, Türk Dili, Dil ve Edebiyat Dergisi, Cilt CXVI, Sayı 805, Ocak 2019 sayfa 102.

[5] Mustafa Kemal Atatürk’ün Nöbet Defteri 1931-1938, (Toplayan: Özel Şahingiray), Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Yayınları, Ankara, 1955, sayfa 99.

[6] Mustafa Kemal Atatürk’ün Nöbet Defteri 1931-1938, (Toplayan: Özel Şahingiray), Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Yayınları, Ankara, 1955, sayfa 528. 

[7] Mustafa Kemal Atatürk’ün Nöbet Defteri 1931-1938, (Toplayan: Özel Şahingiray), Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Yayınları, Ankara, 1955, sayfa 533. 

[8] Mustafa Kemal Atatürk’ün Nöbet Defteri 1931-1938, (Toplayan: Özel Şahingiray), Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Yayınları, Ankara, 1955, sayfa 536. 

[9] Mustafa Kemal Atatürk’ün Nöbet Defteri 1931-1938, (Toplayan: Özel Şahingiray), Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Yayınları, Ankara, 1955, sayfa 595.

[10] Mustafa Kemal Atatürk’ün Nöbet Defteri 1931-1938, (Toplayan: Özel Şahingiray), Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Yayınları, Ankara, 1955, sayfa 606.

[11] Mustafa Kemal Atatürk’ün Nöbet Defteri 1931-1938, (Toplayan: Özel Şahingiray), Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Yayınları, Ankara, 1955, sayfa 645.
[12] Mustafa Kemal Atatürk’ün Nöbet Defteri 1931-1938, (Toplayan: Özel Şahingiray), Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Yayınları, Ankara, 1955, sayfa 686.

[13] Mustafa Kemal Atatürk’ün Nöbet Defteri 1931-1938, (Toplayan: Özel Şahingiray), Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Yayınları, Ankara, 1955, sayfa 686, 687.

[14] Kemal Arı, “Mustafa Kemal Atatürk’ün Yazarlığı ve Gazeteciliği”, Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, Cilt 5, Sayı 13, Aralık 2006, sayfa 3.

[15] Kemal Arı, “Mustafa Kemal Atatürk’ün Yazarlığı ve Gazeteciliği”, Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, Cilt 5, Sayı 13, Aralık 2006, sayfa 16.

[16] Hasan Rıza Soyak, Mustafa Kemal Atatürk’ten Hatıralar, Cilt 1, Yapı Kredi Bankası A.Ş., İstanbul, 1973, sayfa 41-43.

Ayrıca bakınız; Mustafa Kemal Atatürk’ün Bütün Eserleri, Cilt 26, 1. baskı, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2009, sayfa 267-269.
[17] Hikmet Bayur, “10ʼuncu sene nutku hakkındaki bir hatıra”, Ulus, 10 Kasım 1939, sayfa 11.

Ayrıca bakınız; Yakınlarından Hatıralar, Sel Yayınları, İstanbul, 1955, sayfa 37-39.
[18] Turgut Gürer, Mustafa Kemal Atatürk’ün Yaveri Cevat Abbas Gürer, Cepheden Meclise Büyük Önder ile 24 Yıl, 5. baskı, Gürer Yayınları, İstanbul, 2007, sayfa 409.

[19] Mustafa Kemal Ulusu, Mustafa Kemal Atatürk’ün Yanı Başında, Çankaya Köşkü Kütüphanecisi Nuri Ulusu’nun Hatıraları, (gözden geçirilmiş) 3. baskı, İstek Yayınları, İstanbul, 2018, sayfa 128, 129.
[20] “Cumhuriyetin 10. Yıl Nutku. (29.10.1933)”, isteataturk.com (Son erişim tarihi: 8 Haziran 2021.)

[21] Cumhurbaşkanlığı Mustafa Kemal Atatürk Arşivi, Kutu: 75-4, Dosya: 82, Fihrist: 12/2-5

Ayrıca bakınız; Merkez Araştırma Ekibi, “Mustafa Kemal Atatürk’ün Onuncu Yıl Nutku’nun Son Şekli”, Mustafa Kemal Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt 1, Mart 1985, Sayı 2, sayfa 505-510.




Yorum Gönder

0 Yorumlar
* Please Don't Spam Here. All the Comments are Reviewed by Admin.

Top Post Ad

Below Post Ad

Sponsor