ATATÜRK TOPAL OSMAN'DAN ÇARŞAF GİYEREK KAÇTI PALAVRASINA YANIT
Topal Osman vakasında Atatürk'ün çarşaf giyerek Köşk'den kaçtığını iddia eden 'Latife' isminde eserin yazarı İpek Çalışlar'a yanıt vermeden önce, rahmetli büyük yazarımız Turgut Özakman'ın, çarşaf giydirililmesi vakası dahil gerçeğe aykırı bilgiler verdiği için İpek Çalışlar'a yazdığı şu satırlarla adım atmak isterim.
“…Sayın yazarın, bu rezil masalı özetleyen kimsenin ismini açıklaması gerekir. Açıklamalı ki bu iftirayı atanı bilelim ve açıkça lanetleyelim! Açıklamazsa, bu masalı yazarın uydurduğunu sananlar olabilir. Allah korusun."
Peki Topal Osman vakasında gerçekte ne olmuştu? Bilindiği suretiyle Rauf Orbay, Atatürk'e saltanat ve hilafetin kaldırılmasından sonrasında cephe almıştı.
Sayın İpek Çalışlar'ın bu iddiasını Rauf Orbay'ın anıları ile ne kadar reel dışı bulunduğunu sizlerde göreceksiniz...
《"Akşamüstü, Meclis'teki odamda çalışırken bu haberi(Ali Şükrü Bey'in öldürülmesi) bana getirdiler. Hemen Çankaya'da bulunan Mustafa Kemal Paşa'ya bir tezkere yazdım. 'Ben istasyona gidiyorum, yemekten sonrasında gelip, sizinle görüşeceğim.' dedim. Fakat istasyondaki dairede yiyecek yerken, bir de baktım, Mustafa Kemal Paşa, Latife Hanım'la birlikte arabayla geldi. Karşıladım ve meydana gelenleri anlattım. Dikkatle dinledikten sonrasında,
'Şimdi ne düşünüyorsunuz?' dedi.
'Birşey düşündüğüm yok. Topal Osman'ı yakalamak lazım. Çankaya'nın arkasında, Ayrancı tarafında Papazınbağı denen yerde bulunmuş olduğu zannediliyor.'
'Nasıl yakalatacaksın?'
'Meclis Muhafız Kıtası ile...'
Bu sözüm üstüne, Mustafa Kemal Paşa endişeli bir tavır takındı:
'Meclis Muhafız Kıtası'nda, Topal Osman'la gelmiş Karadenizliler var. Bunlar birbirlerine ateş etmezlerse, ne sen, ne ben, ne Ankara... Bir şey kalmaz...'
Deyince, bir an düşündüm. Ankara'da bu muhafız Kıtası'ndan başka asker denebilecek bir şey yoktu. Jandarmaların bir çok bile cephede bulunuyordu. Şu biçimde ne yapacaktık? Mustafa Kemal Paşa'ya:
'Suçluyu yakalatmak mutlak lazım... Eğer Başkumandan sıfatıyla ve herhangi bir mülahaza ile sizce buna lüzum görülmüyorsa, benim yarın bunu Meclis'e anlatmam gerektirme edecektir.' dedim.
Bunun üstüne Mustafa Kemal Paşa, Muhafız Taburu Kumandanı İsmail Hakkı Bey'i çağırttı.
İsmail Hakkı Bey gelince, Mustafa Kemal Paşa Osman Ağa'yı yakalamak için nereden, ne suretle saldırı edilmesi gerektiğini, krokisini çizerek kendisine söyledi ve hareket etti.
(Buraya kadar Mustafa Kemal Paşa'nın vaka anında Çankaya Köşkü'nde değil, Rauf Orbay ile İstasyon'da bulunduğunu anlıyoruz...)
Osman Ağa'nın üzerine varılacağını sezince, yukardan fırlayıp saldırı etmiş olduğu Çankaya Köşkü'nde kimseyi bulamayınca, kapıyı kırıp paltoları filan parçalayarak, ortalığı karmakarışık ettiği haberini aldım.
O esnada Çankaya istikametinden tabanca sesleri gelmeye başladı. Silah seslerini duyunca 'Hah... Osman Ağa'yı çevirdiler.' diye ferahladım; geniş bir soluk aldım. Bir müddet sonrasında haber geldi; Osman Ağa altı yardımcısı ile vurulmuş ve ele geçirilmiştir."》
(Rauf Orbay'ın Anıları sayfa 442, 443, 444)
Görüldüğü şeklinde Rauf Orbay'ın anılarında Mustafa Kemal Paşa'nın çarşaf giyerek Topal Osman'dan kaçtığı hakkında tek bir satır yok, kaldı ki hiç bir kaynakta bu şekilde bir saçmalık yok.
Peki İpek Çalışlar'ın bu senaryoyu uydurmasındaki amacı ne idi?
ÜMİT DOĞAN'IN ANLATIMIYLA İSMAİL HAKKI TEKÇE VE TOPAL OSMAN OLAYI
İLK BAŞTA BU İFTİRAYI CEVAPLADIĞI KISMI OKUYALIM
Çalışlar: “Millî Mücadele’nin lideri tehdit altındaydı. Kısa bir tartışma yaşandı. Önemli olan Paşa’nın yaşamıydı. Ona bir şey olursa zaten hiçbirimiz hayatta kalamazdık. Dışarıdakilerle pazarlık başladı. Âdet olduğu üzere ‘Kadınlar ve çocuklar önden çıksın.’ dediler.
Plan şuydu: Mustafa Kemal Paşa kılık değiştirerek kadınlar ve çocuklarla birlikte dışarı çıkacaktı. Fakat evin içinde de birilerinin kalması gerekiyordu. Latife muhafızlarla birlikte evde kalmaktan yanaydı.
‘Ben onları oyalarım.’ diyordu. Mustafa Kemal Paşa önce şiddetle itiraz et-ti. Ancak Latife’nin inadını bilirdi. Bir çarşaf buldum getirdim. Mustafa Kemal çarşafı giydi, benimle birlikte dışarı çıktı." (Latife Hanım, İstanbul, 2006, s.56.)
Çalışlar, dışarıdakilerle bir pazarlık yapıldığını, pazarlık sonucunda kadın ve çocukların önden çıktığını yazmıştır. Dışarıdakilerin de Köşk’ü basanlar yani Osman Ağa ve adamları olduğunu söylemektedir. Peki içeridekiler kimdir?Peki Köşk'ün içinde Ata'yı koruyanlar kimlerdir? İçerde muhafız yok mudur? Elbette vardır. İçeridekiler ise yine Osman Ağa’nın adamlarından olan ve bizzat Osman Ağa’nın emri ile Mustafa Kemal Paşa ve yanındakileri korumayla görevlendirilen Giresunlu muhafızlardır.
Hatırlayın, çatışma esnasında her iki tarafında Giresunlu muhafızlar olduğunu anlayıp, bir taraftan diğer tarafa geçip, Paşa'nın yaşadığını söyleyerek silahları susturan Karabulduklu Salih ve arkadaşları Köşk'ün içindeki Giresunlulardır.
Tekçe ve adamları Çankaya'yı, Papazın Bağı'nı kuşattılar..
General Tekçe anılarında durumu şöyle anlatır:
“Çember daralırken Topal Osman'ın müfrezesinden üzerimize ateş edildi. Bir erim şehit oldu. Bunun üzerine çarpışmaya başladık. Şafak attığı zaman biz hâlâ vuruşuyorduk. Öğleden evvel çatışma bitti. Topal Osman'ın kuvvetleri bertaraf edilmişti. Topal Osman da yaylım ateşinde vurulmuştu. Kalanları topladım, ölüleri de orada gömdürdüm. Teslim aldıklarımı istasyona getirdim ve durumu Atatürk'e arzettim. 'Teslim aldıklarını derhal terhis et ve memleketlerine gönder' dedi. Bu mesele de böylece kapandı.”