MEHMET AKİF ERSOY SÜRGÜN EDİLDİ, MISIRA KAÇTI İDDİASINA CEVAP

Mehmet Akif Ersoy Mısır'a sürgün mü edildi? Mısır'a mı kaçtı?

Ertuğrul Özkök, 12 Aralık tarihindeki köşesinde Mehmet Akif Ersoy’un eşi ve evlatlarının fotoğrafına yer verdi. Özkök, Mehmet Akif Ersoy’un eşi ve evlatlarının başlarının aleni olduğu için yola çıkarak bir çözümleme kaleme aldı.


Ertuğrul Özkök, yapmış olduğu analizde şairin ‘şapka devrimine kızmış olduğu için’ yurtdışına gittiğini yazıyor.  Ancak bu doğru değil. Özkök’ün bahsetmiş olduğu olay; Mehmet Akif Ersoy’un Mısır’a gitmesi, sadece bunun öne sürülen sebebi şapka devrimi değil. 

Şöyle ki:


1) Aslında Mehmet Akif Ersoy’un aslına bakarsanız Milli Mücadele’den ilkin Mısır'a gitme düşüncesi vardı. Ulusal güçlere yardımcı için Ankara'ya gidince programını değiştirmişti. Ekim 1923'te hamisi Abbas Halim Paşa'yla Mısır'a gitti. 7 ay kaldı.


2) 1924'te Mısır'dan döndü! İkinci gidişi aynı senenin sonu oldu. 5 ay kaldı. 1925 Mayıs'ında döndü. 

3) Ve üçüncü gidişi 1925 Eylül'ünde oldu. En uzun süre, bu gidişiyle oldu. Şapka devrimi aynı senenin ağustos ayında olduğu için, şapkaya muhalif olduğundan gittiği söylentisi çıkarıldı.


Aslında ne fesi sevdi, ne de şapkayı ve sarık giymedi yaşamı süresince. Düşünsenize saltanat lağvediliyor; Cumhuriyet duyuru ediliyor; halifelik kaldırılıyor Mehmet Akif sesini çıkarmıyor; şapka devrimi oluyor, ülkeyi terk ediyor!


O, ülkeyi terk ediyor; yaşamı süresince beraber olduğu Abbas Halim Paşa, Türk vatandaşı olabilmek için CHP'ye 900 bin lira bağışta bulunuyor!


O, ülkeyi terk ediyor; fakat din reformunun en mühim adımı Kuran-ı Kerim'in tercümesi görevini kabul ediyor!


Mısır'da din bilgisi öğretmenliği yapmıyor; Türkoloji kürsüsü başkanlığı yapıyor.

Osmanlı'ya Batı ömür kültürünü getiren ailelerin başında, Abbas Halim Paşa'nın personeli olduğu "Mısırlılar" var. Bütün kadınlarının başları açıktı, tüm erkekleri Avrupalı şeklinde giyiniyordu.


Mehmet Akif'i onlardan ayrı düşünmek yanıltıcı olur. İşin aslı Cumhuriyet devrimlerine karşı çıkan gruplar senelerce Mehmet Akif'i kendilerinden gösterdiler. Mehmet Akif softaların elinden kurtarılmalıdır.


Hamisi Abbas Halim Paşa 1935'te vefat edince; hamisinin kızı Emine Abbas'ın isteğiyle Lübnan'a gidiyor. 16 Haziran 1936'da Türkiye'ye dönüyor.


Özetle; Mısır'a gidişi ve dönüşüyle Abbas Halim Paşa içinde doğrudan bir ilişki vardı.

“Mısır’da on bir sene kaldım. Fakat on bir saat daha kalsaydım, artık çıldırırdım. Sana halisane (içtenlikle) fikrimi söyleyeyim mi? İnsanlık da Türkiye’de, milliyetçilik de Türkiye’de, Müslümanlık da Türkiye’de, hürriyetçilik de Türkiye’de. Eğer var ise Allah benim ömrümden alıp O’na versin.”

Bu anlatım Diyanet Vakfı’nın çıkardığı İslam Ansiklopedisi’nin Mehmet Akif bölümünden alınmadır. İsteyen açıp oradan okuyabilir. Ayrıca Yeniçağ Gazetesi yazarı tarihçi Muhittin Nalbantoğlu’da bunu doğruluyor.

Akif’in Mustafa Kemal Atatürk hayranlığı işte böyle. Empoze edilmek istenilenin tam tersi. Esasen Akif Milli Mücadele esnasında başta Şeyhülislam Dürrizade olmak suretiyle bir avuç satılmış şeklinde İstanbul’da kukla hükümetle değil hep Ankara’da Ankara Hükümetinin yanında olması Anadolu’yu dolaşarak halkın ulusal mücadeleye katılmasına katkıda bulunması da bunu ek olarak kanıtlamaktadır. Buna rağmen Mehmet Akif, o zamanlar Halide Edip’in önerilmiş olduğu Amerikan mandasına karşı çıkmış olduğu için bazıları tarafınca ortaçağ kafalı tehlikeli erkek olarak tanımlanmıştır.

Mehmet Akif ile alakalı İddialardan biri de, küstüğü, şapka giymemek için Mısır’a gittiğidir. Oysa, Âkif’in Mısır’a gittiği yıllarda, şapka devrimi hemen hemen yapılmamıştı ve Cumhuriyet Meclisinin milletvekilleri fes giymekteydi. Faruk Nafiz’e gore Akif şapka hakkındaki şunları söylemiştir: “Serpuş değişiklik yapmak bence önemli değildir. Şapka da, kalpak da müsâvî. Biraz durdu sonrasında ilâve etti: Elverir ki kafaları değiştirmeli! Bunu yapabiliyor muyuz, sorun burada!” Faruk Nafiz devam ediyor  ve diyor ki “Bahis kapandı. O günden sonrasında, Mehmed Âkif’in şapka giymemek için son yıllarını Mısır’da geçirdiğini söyledikleri zaman, hep bu sahneyi hatırladım.”

Akif Mısır’da entari giyip gezmek yerine ceket, pantolon ve frenkgömleği giydirilmiş olduğu gerekçesiyle “Hıristiyan Âkif, gavur Âkif” olarak tanımlanmıştır.

Akif, Mısır’da bulunmuş olduğu sırada orada olan İstiklal Savaşına tüm kuvvetiyle karşı çıkmış olan gerici Mustafa Sabri ve oğlu İbrahim ile görüşmedi. Bunun nedeni, baba-oğlun,  Ankara’ya yardımcı verdiği için Akif‘e devamlı söz sokmalarıydı. Özellikle İbrahim Sabri sert mizaçlı/sinirli biriydi. Akif mevzusunda takıntılıydı; ona gore, Osmanlı ve hilafetin yıkılmasının sanki tek sorumlusu Akif’ti!. Buyrun burdan yakın.

Mehmet Akif Ersoy’un oğlunun “Mütedeyyindi; ama hiç softa değildi. Dinin, tababet, ziraat, ekonomi şeklinde işlenecek, ilerlenecek, tekâmül ettirilecek bir ilim şubesi olduğuna kâniydi. Yobazlardan nefret eder, bayanların çarşaf giyinmeye tesettürüne karşıtçı bulunuyordu. Dinin bazı softalar elinde şirazesinden çıktığını devamlı söylerdi” beyanı da üzerine tuz biber.

Mehmet Akif’in Mısır’a sürgün edilmiş olduğu veya iddialarını doğrulayacak hiç bir belge yoktur. Akif tamamen hususi aileyle ilgili nedenlerden ötürü Mısır’a gitmiştir. Bunu bilenler var fakat nedeni oldukça hususi olduğundan açıklamıyorlar.

Bazı kimselerin Akif’i rahatsız ettiği genel bir kabul. Ancak Akif Mısır’a küskün gitmemiş, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafınca alınan bir karar gereği Elmalılı Hamdi Efendi ile beraber kendilerine verilen Kur’an Tefsiri ve Kur’an Meali hazırlama rolü için verilen avansı Elmalı ile beraber aldıktan sonrasında Mısır’a gitmiştir. Yani bu işi sakin, rahatsız edilmeyeceği bir ortamda yerine getirmek istemiştir.

Kültür Eski Bakanı Namık Kemal Zeybek’e gore  Mehmet Akif Ersoy Mısır’a sürgün edildi iddiası Mustafa Kemal Atatürk’e saldırmanın kolaycı yollarından biridir. Zeybek “Ersoy tutucu bir adamdı, Cumhuriyetle gelen birtakım yeniliklere mesafeli durdu, bunların bir kısmını sindiremedi, karşı çıktı, üzüldü, gücendi… Onunla aynı duyguları sürdüren şahıs ve guruplar da Onun bu tavrını kendilerine mal edip Onu bu yönüyle ön plana çıkardılar. Ancak Mehmet Akif Ersoy kendi isteği ile Mısır’a gitti. Bazı başka sebepleri de vardı fakat bunu bir zorlama olarak değerlendirme imkanımız yoktur” demiştir.

Mehmet Akif’in yakın dostu Şefik Kolayl’nın bu konudaki görüşleri: “Âkif’e bağnaz dediler, softa dediler, şapka giymemek için Mısır’a gitti dediler. Hayır arkadaşlar, hayır. Âkif, cumhuriyete inanmıştır. Âkif bu vatanın selametini ve bu memleketin yükselmesini herkesten oldukça istemiştir.  Âkif, vatan sevgisini aile sevgisinin üzerinde tutmuştur. Bir vatan haini şeklinde peşinde polis hafiyesi gezdirilmesine ve adım adım takip edilmesine tahammül edemediği için öz vatanını terk edip Mısır’a gitmek zorunda kalmıştır.” Bir bölümü Bülent Pakman'dan alıntıdır!

https://www.youtube.com/watch?v=dlPsdBmyvgM

“Mısır’da on bir yıl kaldım. Fakat on bir saat daha kalsaydım, artık çıldırırdım. Sana halisane (içtenlikle) fikrimi söyleyeyim mi? İnsanlık da Türkiye’de, milliyetçilik de Türkiye’de, Müslümanlık da Türkiye’de, hürriyetçilik de Türkiye’de. Eğer varsa Allah benim ömrümden alıp O’na versin.”

Mehmet Akif Ersoy



Yorum Gönder

0 Yorumlar
* Please Don't Spam Here. All the Comments are Reviewed by Admin.

Top Post Ad

Below Post Ad

Sponsor