ATATÜRK CENAZE NAMASI KILINMASINI İSTEMEMİŞ VE KILINMAMIŞ İDDİASINA CEVAP
Mustafa Kemal Atatürk ölürken cenaze namazı kılınmasını istememiş ve kılınmamış diyorlar.
İnsanlık olgunluğuna erişmişler için bunların hiç bir önemi yoktur. Demiş olsa da ayrım etmez, dememiş olsa da. O yeniden Mustafa Kemal Atatürk’tür. İnsanlık olgunluğuna, Türklük bilincine erişmişler için bunlar norm değildir. Ölçü insanlığıdır, yurtseverliğidir, Türk ulusu için yaptıklarıdır.
Bakış açısının bu şekilde olması gerektiğine inanmamıza rağmen, yine mevzuyu irdeleyelim, doğruları verelim.
Mustafa Kemal Atatürk ölürken cenaze namazının kılınmamasını kime söylemiş; bu şekilde bir sözünü duyan, aktaran kim; bu şekilde bir kaynak var mı? Yok! Varsa ortaya koysunlar.
Mustafa Kemal Atatürk son hastalığında odasında derhal derhal asla bir tek bırakılmamış, gece gündüz başlangıcında beklenilmiş, bununla beraber kurul halinde. Bu heyetten herhangi birisinin bu konuda, bırakalım direkt ifadesini, ima yollu dahi bir açıklaması, lafı olmuş mu? Yok. Varsa ortaya koysunlar.
Mustafa Kemal Atatürk ölürken komadadır, dünyadaki son iki gününü komada geçirir, kısaca kendinde değildir. Kendinde olmayan bir insan, bu şekilde bir istekte iyi mi bulunur? Bu büyük insan son iki gününde asla kendine gelememiş ki bu şekilde bir istekte bulunsun.
Cenaze namazının kılınmamış olduğu iddiasına gelince, yalandır, kılınmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün cenaze namazı 19 Kasım 1938 Cumartesi sabahı saat 08.10’da, sarayın büyük salonunda (merasim salonu) kılınmıştır. Cenaze namazını kıldıran, ondan sonra İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi olan Ord. Prof. Şerafettin Yaltkaya’dır. Cenaze namazının tanıklarından birinin, o dönemde İstanbul’da Ordu Komutanı olan Orgeneral Fahrettin Altay’ın anlatımıyla mevzuyu bağlayalım:
“Saray’da birkaç saf teşkil edilmiş, Vakıflar Müdürü Şerafettin Efendi imam olarak cenaze namazını kıldırmış, sonrasında tabut omuzlarda taşınarak top otomobiline konulmuş, oradan Sirkeci’ye büyük merasimle ve uzun yol boyuna dökülen İstanbul halkının gözyaşları ile nakledilerek Yavuz zırhlısına emanet edilmiş ve İzmit’te trene bindirilmek üzere Ankara’ya getirilmişti.”
Kaynak:Altay, Org. Fahrettin; “10 Yıl Savaş ve Sonrası”, sayfa 502, İstanbul 1970
Atatürk’ün Özel Yaşamı, İsmet Görgülü